DEHB

ImgDEHB'e eşlik eden bozukluklar nelerdir?

Öğrenme Bozukluğu

Öğrenme Bozukluğu; herhangi bir nörolojik ve fiziksel hastalık veya zekâ geriliği ve otizm gibi gelişimsel bir bozukluk bulunmaksızın akademik becerilerde yetersizlik ile kendini gösteren bir bozukluktur.

Öğrenme, beynin bir işlevidir. İlk aşaması bilginin duyu organları tarafından beyne iletilmesi ve beynin bilgiyi almasıdır. Daha sonra gelen bilgilerin birleştirilmesi, hafıza da tutulması ve son aşamada da konuşma, okuma, yazma gibi becerilerle dışarı aktarılması gerekir. Öğrenme Bozukluğu olan kişilerde bilginin elde edilmesi ve kullanılmasını sağlayan aşamalarda problemlerin varlığı kabul edilmektedir. Bu konuda geniş kapsamlı araştırmalar halen sürmektedir. Öğrenme Bozukluğu’na erkek çocuklarda kız çocuklarına oranla daha sık rastlanır. Öğrenme Bozukluğu ve Dikkat Eksikliği Bozukluğu, birlikte görülme olasılıkları yüksek iki ayrı sorundur. Öğrenme Bozukluğu olan çocukların önemli kısmında dikkat sorunu da vardır.

Öğrenme Bozukluğu üç ana grupta incelenir:
• Okuma Bozukluğu (Disleksi)
• Yazma Bozukluğu 
• Aritmetik Beceri Bozukluğu

Okuma Bozukluğu (Disleksi)

Okuma bozukluğu, diğer adı ile disleksi, okumada belirgin hataların görüldüğü bir bozukluktur. Çocuk ilkokul çağına geldiğinde okumaya başlarken özellikle şekil, geometrik yapı ve çizim olarak birbirine benzeyen harfleri karıştırmaya başlar. Aynı zamanda okuduğunu anlama ve anlatmada da zorluk yaşar. Okuma Bozukluğu ile birlikte yazma ve aritmetik bozukluğuna da rastlanabilir. Eğer çocuğun zekâ düzeyi iyi ise ilkokulun ilk birkaç yılı sorun yaşamayabilir. Dersler ağırlaştıkça sorun ortaya çıkar. 

Okuma bozukluğunda görülebilecek okuma hataları:
• Harfleri yanlış okuma ve birbirine karıştırma,
• Okurken harf atlama, bazı harfleri okumama,
• Bazı kelimeleri atlama ya da eksik okuma,
• Kelimelerin içinde harflerin yerlerini değiştirme,
• Kelimeyi yanlış okuma ve bir kelime yerine başka bir kelime okuma,
• Okurken sık sık yerini kaybetme,
• Yavaş okuma,
• Okumaya cümlenin sonundan başlama 

Yazma Bozukluğu

Yazı yazarken belirgin harf, noktalama ve dilbilgisi hataları gözlenir. Bu çocuklarda aynı zamanda dili algılama ve dille anlatım bozukluklarına da rastlanır. 
Yazma bozukluğunda görülebilecek yazım hataları : 
• Harf hataları yapma, birbirine benzeyen b-d, m-n, c-ç, s-ş gibi harfleri karıştırma, birinin yerine diğerini yazma, 
• Noktalı ve noktasız harfleri karıştırma (o-ö, u-ü, ı-i), 
• Heceleme hataları ve bir kelimeyi bölerek yazma, 
• Noktalama işaretlerini kullanmama, 
• Sayfa düzenini yapmama, paragraf oluşturamama, 
• Çok karışık ve kötü yazma, kelimeleri birbirinden ayırmadan bitişik yazma, 
• Bakarak yazma ve kopyalama yeteneklerinin kötü olması.

Aritmetik Beceri Bozukluğu

Bu çocuklar zeka düzeylerinin ve yaşlarından beklenenin belirgin derecede altında matematik yeteneğinin bulunması ile dikkat çekerler. Matematik becerisindeki yetersizlik başta matematik dersi olmak üzere matematik kavram ve işlemlerinin kullanıldığı diğer derslerde de başarısızlık oluşturur. Aynı zamanda çocuk günlük işlerde kullanılan basit matematik işlemleri yaparken zorlanabilir. 

Aritmetik beceri bozukluğu olan çocukların zorlandıkları alanlar şunlardır; 
• Matematik terim, sembol ve işaretleri kavrama güçlüğü, 
• Sayı saymayı öğrenmede güçlük,
• Dört işlemi kavramada güçlük, 
• Geometrik şekil ve sembolleri anlamada güçlük, 
• Problem çözme güçlüğü

Öğrenme Bozukluğunun Uyarı İşaretleri
• Parlak öğrenci, düşük test başarısı
• Farklı derslerden aldığı notların çok farklı olması
• Okumaya bağlı derslerde kötü performans; fen ve matematikte daha iyi
• Derslerden aldığı notla harcadığı çaba arasında çok farklılık olması
• Okulda ilerledikçe performansında düşüş olması
• Ev ödevlerini yaparken her zamankinden çok daha fazla zaman harcaması
• Daha önce dersten kalmış olması
• Okul öncesi dil bozuklukları olması (düzeltilmiş olsa bile) 
• Ertelemecilik
• Psikosomatik bozukluklar
• Dışavurum davranışı göstermesi
• Okula gitmeyi reddetme
• Temel becerilerde problem: heceleme, dilbilgisi, noktalama işaretleri, hesaplama

Akademik Alanda Yaşadıkları Sorunlar

Dinleme ve Konuşma
• Sözel dili anlamakta zorlanır. 
• Numaraları ve kelimeleri sırasıyla hatırlamaz. 
• Benzer sesli kelimeleri karıştırır. 
• Kelimelerin anlamlarını kavramada başarısızdır. 
• Sözel yönergeleri izlemekte zorlanır. 
• Diyaloglardaki ya da derslerdeki ana fikri anlamada/seçmede zorlanır. 
• Düşüncelerini anlaşılabilir yollarla ifade etmede zorlanır( örn; lafı geveler, cümlenin ortasından başlar veya ortasında bitirir). 
• Kelimeleri hatırlamada zorlanır. 
• Bilgiyi zihninde yavaş işler. 
• Bir hikâyeyi doğru sırada anlatamaz/bağdaştıramaz. 
• Dinlerken aynı anda not alamaz. 

Okuma
• Yavaş okur. 
• Kavraması zayıftır. 
• Bilgiyi aklında tutma kabiliyeti zayıftır. 
• Ana fikir ve temayı belirlemede zorlanır. 
• Kelime bilgisi zayıftır. 
• Kelimeleri çözmede ve ses bilgisinde zayıftır. 
• Benzer sesli/harfli kelimeleri karıştırır. 

Aritmetik
• Toplama ve çarpma tablosu gibi temel bilgilere tam hâkim değildir. 
• Problemin nasıl çözüldüğünü anlar ama dikkatsizlikten birçok hata yapar. 
• Numara ve işaretleri yanlış kopyalar/yazar ya da numaraların sırasını karıştırır. 
• Okuma güçlüğünden dolayı hikâye içeren problemleri çözmekte zorlanır. 
• Problem çözmede düzensiz bir yol izler. 
• Sembol ve formülleri karıştırır. 
• Kural ve formülleri aklında tutmada zorlanır. 
• Bir işlemin sırasını hatırlamada zorlanır. 
• Kafasında matematiksel işlem yapabilir ama bunu yazıya dökemez. 
• Kavramlar, uygulamalar gibi genel sınıflandırmalarda ezberleme gibi daha düşük seviyedeki problemlere göre daha iyidir. 

Zaman
• Zaman kavramı zayıftır, sıklıkla geç kalır, oyalanır. 
• Bir işten ya da aktiviteden diğerine geçmekte zorlanır. 
• Ertelemecidir. 
• Plan yapmaz, işleri önem sırasına göre sıralamaz. 
• İşleri tamamlamak için yeterli zaman vermez. 

Hafıza
• Bilgiyi aklında tutmakta zorlanır. 
• Hatırlama, bilgiyi geri getirme yeteneği zayıftır. 
• Kısa süreli belleği uzun süreli belleğinden daha iyi olabilir (ya da tam tersi de olabilir). 
• Maddenin cinsine göre hafızası tutarsız olabilir(örn; tarihleri hatırlamada kötüyken yüzleri hatırlayabilir). 
• Görsel ya da işitsel hafızası zayıftır. 

Yazılı Anlatım
• Yavaş yazar. 
• Hecelemesi kötüdür. 
• Cümle yapısı kurmada zayıftır (örn: devam eden ve tamamlanmamış cümlelerde) 
• Paragraf oluşturmada zayıftır (örn: ana fikrin olmaması). 
• Organize etme/düzenlemesi zayıftır (örn: paragrafları mantıksal olarak sıralayamaz). 
• Net ifadeleri yoktur (örn: ana fikir ya da özetin olmaması). 

Sosyal / Duygusal
• Sözel olmayan davranışları anlayamaz, ayırt edemez(örn; el-kol hareketleri, yüz ifadeleri, semboller). 
• Sosyal yargılama yeteneği zayıftır, tecrübelerinden ders almaz. 
• Üslubu anlamada, espri ya da ses tonundaki değişimi ayırt etmekte zorlanır. 
• Kendi hislerinin farkındalığı zayıftır. 
• Diğerlerinin hislerine duyarsızdır, empati kuramaz. 
• Dışlanmış, reddedilmiş, yalnız olabilir. 
• Dik kafalı, inatçı olabilir: seçeneklerle, rutin dışı olaylarla baş edemez. 

Görsel Motor
• Kelimeleri tahtadan kopyalamada/ defterine geçirmede zorlanır. 
• Yavaş yazar. 
• El yazısı kötüdür; harfleri uygun olmayan boyutta, kötü yazar. 
• Görsel materyal için hafızası zayıftır. 

Sınav
• Yönergeleri ya da soruları okuyamaz. 
• Bilgiyi zihninde işlemesi yavaştır. 
• Temel bilgileri ya da formülleri hatırlayamaz. 
• Kompozisyonu yavaş yazar. 

Karşıt olma- Karşı Gelme Bozukluğu

Çocuğun ya da ergenin tekrarlayan biçimde büyüklerine karşı gelmesi olarak tanımlanmaktadır. Sürekli dik başlı, otoriteye karşı gelen ve yönlendirmelere direnç gösteren bir yapısı vardır. Bu yüzden de arkadaşları ve ailesiyle uzlaşamaz. Karşıt Olma- Karşı Gelme Bozukluğu özerklik konusunda ana baba-çocuk mücadelesinin bir sonucu gibi görünmektedir. Bu nedenle aşırı katı ana babaların olduğu ailelerde ve kişilik bakımından hassas, duygulu ve heyecanlı çocuklarda daha sık ortaya çıkar. Bu bozukluk, genellikle DEHB ve anksiyete bozukluklarını da içeren birçok bozuklukla birlikte görülmektedir.

Davranım Bozukluğu

Davranım Bozukluğu, çocuk ve ergende başkaldırma, karşı gelme ve topluma aykırı davranışlar yineleyici ve inatçı bir biçimde uzun süre görülür. Sık yalan söyleme, evden ve/ ya da okuldan kaçma, hırsızlık, saldırganlık, silah kullanmaya eğilim, yangın çıkartma, insanlara, hayvanlara eşyalara zarar verme eğilimi en sık görülen belirtilerdir. Davranım bozukluğu uygun olmayan aile ortamı, fiziksel ya da cinsel istismara maruz kalmakla ilişkilidir. Erkek çocuklarda kızlara oranla daha sık görülür. 

Davranım Bozukluğu, DEHB ile sıklıkla birlikte görülür. Bu çocukların büyük çoğunluğu ergenlik çağından sonra da topluma aykırı davranışlarını sürdürürler.

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu

Anksiyete, otonomik sinir sisteminin hiperaktivitesine bağlı somatik belirtilere eşlik eden, korku hissi ile belirli patalojik bir durumdur. Belirli bir nedene yanıt olan korkudan ayrılır. 

Fiziksel Belirtiler

• Titreme, ürperme, sallanma hissi
• Sırt ağrısı, baş ağrısı
• Kas gerginliği 
• Solunum kısalığı, hipervantilasyon
• Yorgunluk 
• İrkilme tepkisi 
• Otonomik hiperaktivite 
• Taşikardi, çarpıntı
• Terleme
• Ellerde soğuma
• Ağız kuruluğu
• Sık idrara çıkma 
• Yutkunma Güçlüğü 

Psikolojik Belirtiler

• Korku hissi
• Yoğunlaşma güçlüğü 
• İnsomniya 
• Libido azalması
• Boğazda düğümlenme hissi
• Midede kasılma hissi

Çeşitleri

Panik Bozukluk ve Agorafobi

Spontan panik ataklarla ortaya çıkar. Panik nöbetleri olmayınca hastanın genel görünümünde belirgin bir bozukluk yoktur. Ancak nöbet sırasında hasta ileri derecede endişeli ve telaşlı görünür. Çarpıntı, yüz kızarması ya da solması, terleme, üşüme, kılların diken diken olması, göğüste sıkışma, soluğunu alamıyormuş, boğuluyormuş gibi duygu, solunum sıklaşması, baş dönmesi, ellerde ayakta uyuşma, bulantı, sık idrara çıkma, kan basıncının yükselmesi, sıcak-soğuk basmaları, baygınlık duygusu fiziksel belirtilerindendir. 

Agorafobi (açık alanlarda bulunmaktan, ev dışında tek başına olmaktan veya kalabalıkta olmaktan korkma) eşlik edebilir. Agorafobi tek başına görülebilirse de genellikle hastalarda beraberinde panik ataklar bulunur. Panik, çaresizlik veya utanma hisleri belirgindir. Agorafobikler eve mahkum hale gelebilirler ve evden hiç çıkmazlar veya dışarıya birisiyle çıkarlar. 

Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Sosyal fobiden sonra en sık görülen hastalıktır. En az altı ay süreyle hemen hemen hergün ortaya çıkan, bir çok olay hakkında hiçbir kanıtı olmadan “kötü bir şey olacak” düşüncesine bağlı olarak aşırı kaygı, endişe, evham içinde olma halidir. Kadınlarda erkeklerden daha fazla gözlemlenir. Başlangıç genellikle yavaş yavaş ve çocukluktan itibaren görülür. Hastalıların çoğu genellikle yaşam boyu endişeli olduklarını ifade ederler. 

Özgül Anksiyete Bozukluğu

Bir nesneden (örn,kediler) veya belli durumlardan (örn., yükseklik) mantık dışı korku ve bunlardan kaçınmadır. 

Sosyal Fobi

Sosyal ortamlarla ilgili duyulan kaygıdır. Örneğin; kalabalık önünde konuşma yapma, kalabalık önünde performans sergileme, yeni insanlarla tanışma, otorite önünde konuşma, kalabalıkta yemek yemek ve telefonda konuşma gibi. Kişi bu tür ortamlara girdiğinde, kendini utandıracak ya da aşağılanmasına neden olacak söylemde bulunup başkaları tarafından fark edilme ve olumsuz yargılanma düşüncesiyle sosyal ortamlara girmekten kaçınır. 

Obsesif - Kompulsif Bozukluk

İstemediğiniz halde gelen tekrarlayıcı ve rahatsız edici düşünce ya da görüntülere obsesyon (saplantı) denir. Obsesyonun verdiği sıkıntıyı kovmak ya da azaltmak için kişinin kendi kendine yaptığı ve yapmaktan alıkoyamadığı içsel ya da dışsal davranışlara da kompulsiyon (zorlantı) denir. 

En sık görülen obsesyonlar; kendine ya da başkalarına zarar verme, kirlenme ya da kirletme ve cinselliktir. En sık görülen kompulsiyonlar ise yıkama-temizleme, kontrol etme, düzenleme, sayma, dokunma, soru sormadır. 

Her kişiye az çok bu düşünceler gelir ya da herkes kendinden emin olamayıp aynı şeyi ikinci kez yaptığı olabilir. Fakat bu düşünce ya da davranıştan kişinin işlevselliği etkilenmez. Bu hastalıkta ise kişi o kadar çok obsesyonları ile ilgilenir ki günlük yaşamını etkisi altına alır. Hastalığı dışında başka bir şey yapamaz. 

Post Travmatik ve Akut Stres Bozukluğu

Sıradışı önemli bir yaşam stresi ile oluşan anksiyetedir. Olay düşlerde ve uyanıkken düşüncelerde tekrar yaşanır. Tekrar yaşama, kaçınma ve aşırı uyarılmışlık belirtileri bir aydan fazla sürer. Bir aydan az süren belirtileri olan hastalarda uygun tanı akut stres bozukluğudur

Majör Depresyon

“Depresyon” olarak da adlandırılan majör (ağır) depresyon kişinin hayatını altüst eden, iştahını, uyku düzenini, ilişkilerini ve iş hayatını olumsuz yönde etkileyen bir sendromdur. Majör depresyon diyebilmek için aşağıdaki belirtilerden en az dördünün en az iki hafta boyunca devam ediyor olması gerekir.

Belirtileri:

  • Kendini mutsuz hissetme,
  • daha önceden yapmaktan zevk aldığı etkinliklere karşı ilgi ve zevk almanın azalması,
  • önemli derecede kilo kaybı ya da kilo alımı,
  • aşırı uykusuzluk ya da aşırı uyku hali,
  • halsizlik, kendini yorgun hissetme,
  • kendini değersiz hissetme ve küçük görme,
  • düşünce, konuşma, psikomotor ve fizyolojik işlevlerde yavaşlama, durgunlaşma, konsantrasyonda azalma,
  • bazı kişilerde cinsel isteksizlik ve
  • tekrarlayan ölüm düşünceleri.

Distimik Bozukluk

Major depresif bozukluktan daha az şiddetlidir. Erkeklere göre kadınlarda daha yaygın ve kroniktir. Bu hastalarda genel olarak en az iki yıl süren, çok ağır olmayan çökkünlük belirtileri arasında uyku bozukluğu, kronik mutsuzluk ve karamsarlık, halsizlik, istek ve ilgi azlığı, güvensizlik, kronik yakınmalar, sızlanmalar ve değişik somatik sıkıntılar görülür. Zaman zaman birkaç gün gibi kısa süreli, iyi olma dönemleri olabilir. Alkol ya da sıkıntı giderici ilaçlar kullanma eğilimi fazladır. Bozukluğun önemli özelliği kronik oması; mutsuz, karamsar, acı çekmeye eğilimli bir kişilik yapısı izlenimini vermesidir.

Bipolar Bozukluk

Manik-Depresif Bozukluk olarak da bilinen Bipolar Bozukluk; kronik seyirli, şiddetli, sıklıkla tedavi değişiklikleri yapılan ve yaşam boyu süren bir duygudurum bozukluğudur. Bipolar Bozukluğu olan kişinin duygudurumu maniden depresyona aşırı iki uç arasında değişebilmektedir. Kişi manideyken aşırı mutlu ya da alıngan/sinirli olurken, depresyondayken son derece üzgün ve umutsuz hisseder.

Bipolar I ve Bipolar II olarak ikiye ayrılmaktadır. 

Bipolar I : Mani ve çökkünlük (depresyon) nöbetleri görülür.

Bipolar II : Yineleyen çökkünlük nöbetleri arasında zaman zaman hipomaninin (az taşkınlık) bulunduğu duygudurum bozukluğudur.

Tik Bozuklukları

Tikler, bir kas grubunda, yineleyen istemsiz hareketlerle belirli bir bozukluktur. 

A. Tourette Sendromu

B. Kronik motor veya vokal tik bozukluğu

C. Geçici Tik Bozukluğu 

Tourette Sendromu 

Tourette sendromu istem dışı vokal tikler veya tekrarlayıcı hızlı hareketlerle belirli bir bozukluktur. Ortalama başlangıç yaşı 7'dir. Motor ve vokal tikler basit veya kompleks olabilir. Basit tikler önce başlar.Genetik geçiş konusunda kanıtlar bulunmaktadır. Tourette Bozukluğu olanların birinci derece akrabalarında DEHB, öğrenme sorunları ve obsesif-kompulsif semptomlar fazladır. Sosyal geri çekilme sıktır. Tedavi edilmezse, tikler alevlenme ve azalma dönemleri ile genellikle kronikleşir. 

Örnekler: 

Basit Motor Tikler : Göz kırpma, kafa sallama, yüz buruşturma. 

Basit Vokal Tikler : Öksürme, boğazını temizleme, burnunu çekme. 

Kompleks Motor Tikler : Kendine vurma, sıçrama

Kompleks Vokal Tikler : Küfürlü konuşma, kendi söylediğini tekrarlama, başkalarının söylediğini tekrarlama

Kronik Motor veya Vokal Tik Bozukluğu 

Tanı ölçütleri Tourette Sendromuna benzer. Tanı için basit ya da kompleks olan motor veya vokal tiklerden birinin varlığı yeterlidir. Yaygınlığı Tourette Sendromundan daha fazladır ancak şiddeti ve geri çekilme semptomları Tourette Sendromundan daha azdır. Genetik olarak kronik motor ve vokal tik bozukluğu ile Tourette Sendromu sıklıkla aynı ailelerde çıkmaktadır. 

Geçici Tik Bozukluğu 

Bir çok olguda tikler ruhsal kökenlidir, stresle artar ve kendiliğinden azalma eğilimindedir. Bir kaç olguda sonuçta kronik motor, kronik vokal tik bozukluğu veya Tourette Bozukluğu gelişebilir.

Antisosyal Kişilik Bozukluğu

Birçok davranışları ile uzun süre toplumsal yasalara ters düşen, suç sayılan davranışlar gösteren kişiler bu tanı sınıfına girerler. Kavgacılık, sahtecilik, hırsızlık, alkol, madde ve kumara düşkünlük, toplum içinde ve aile yaşamında sorumsuz davranış örnekleri gösterirler. Yaptıkları hatalardan ders almazlar. Sürekli ve tutarlı ilişki kuramaz, dürtülerini engelleyemezler. Bunlar; çocukluk çağında da yalancılık, hırsızlık, evden kaçma, kavgacılık davranışları göstermiş kişilerdir. Çocukluk çağında davranım bozukluğu tanısı alan bu kişilere, 18 yaşından sonra antisosyal kişilik bozukluğu tanısı konur.

Histrionik Kişilik Bozukluğu

Histrionik kişilik bozukluğunda; dikkati üzerine çekme isteği ve çabaları, olayları büyütmeye, dramatize etmeye, hatta yalan öyküler anlatmaya eğilim; abartılmış duygusal tepkiler ve beden, yüz hareketleri; çabuk etkilenme gibi özellikler bulunur. Gösterişli ve çekici olmaya çalışırlar. Ben-merkezcilik ve narsisizm eğilimleri fazladır. Kimilerinde baştan çıkarıcı davranışlar dikkat çekebilir. Çabuk arkadaş olurlar, fakat çabuk reddedilmiş hissederler. Genel olarak yapaylık, oyunculuk, yüzeysellik ilişkilere egemendir. Şefkat ve sevgi açlığı gösterirler; fakat olgun ve dengeli ilişkiler kuramazlar. Daha çok kadınlarda görülür.

Borderline Kişilik Bozukluğu

Borderline kişilik bozukluğunda, bireyin kimlik duygusunda, ilişkilerinde, duygulanımında yaygın ve kronik bir dengesizlik belirgindir. Bu kişiler cinsel, mesleksel ve toplumsal kimliklerinde derin güvensizlik, dengesizlik gösterirler. Belirgin olarak sürekli bir biçimde tutarsız bir benlik algıları vardır. Duygudurumları sürekli değişkenlik gösterir. Çok mutlu iken çok sinirli ve gergin hissederler. Çabucak düş kırıklığına uğrarlar, bunaltı, depresyon belirtileri gösterirler. Terkedilme korkusu içinde yaşarlar; gözünde aşırı büyütme ve yerin dibine sokma uçları arasında gidip gelen, gergin ve tutarsız kişiler arası ilişkileri vardır. Zaman zaman antisosyal atak davranışlar, psikoaktif maddelere yönelme, hızlı yaşam çabaları, kendilerine zarar verme eğilimleri gösterirler. Boşluk, anlamsızlık ve yalnızlık duygusundan yakınırlar. Özellikle yalnız kalma korkusu, yalnız kalmaya dayanamama kişinin davranışlarında belirgindir.

Pasif Agresif Kişilik Bozukluğu

Bu kişilik bozukluğunda öfke, kin ve saldırganlık duyguları daha çok pasif direnişli davranışlarla dolaylı olarak dışa vurulur. Bu kişiler kendilerinden beklenenlere karşı inatçı pasif direniş gösterirler. Bu pasif direnişler en çok aile ve iş ortamında belirgindir. Sessizlik, öfke ve küskünlük pasif direnişin en önemli belirtilerindendir. Bu tutumları ile kendilerine karşı öfke uyandırırlar ve eleştirilirler. Bu kişiler, yeterince anlaşılmadıklarına ve takdir edilmediklerine inanırlar.

Madde Kullanımı

Madde (alkol) kötüye kullanımı; tüm toplum kesimlerinde görülür. Madde (alkol) kötüye kullanımı iş ve okul performansında düşüşe, kazalara, şiddet içeren suçlara ve hırsızlığa yol açar. Ergenler, madde kötüye kullanımı sorunları yaşamada en hassas yaş grubunu oluşturur. Erkekler, kadınlara göre daha çok risk altındadır.