27/05/2015

İlham Verenler: Mustafa Karabaş

      Mustafa Karabaş, anne ve babasının kavgası yüzünden ilkokul ve ortaokula gidemeyip Antalya’da bir kuyumcuda çalışmaya başladı. 15 yaşına geldiğinde kritik bir karar verdi, okula geri döndü. Ege üniversitesi Makine Mühendisliğinden mezun oldu. Bugün Harvard Üniversitesi “İleri Teknoloji Ekibi”nde. :)

      Mustafa Karabaş, şu anda 36 yaşında. 30 sene önce anne-babası boşandı. Annelerinin maddi geliri olmaması nedeniyle kardeşleriyle beraber babasında kalmaya başladı. Annesi çocuklarından vazgeçemediği için Mustafa ilkokula başladığında Mustafayı ve kardeşlerini okuldan kaçırmaya başladı. Bu duruma tepki olarak babası da çocukları annelerinden kaçırdı. Karabaş kendi ağzından o günleri şu şekilde anlatıyor; “Pinpon topu gibiydik. Babam bizi anneme kaptırmamak için bir daha okula göndermedi.”

      3. sınıfı terk etmek zorunda kaldıktan sonra 15 yaşına kadar okula dönmedi. Babasıyla Antalya’ya taşındı ve artık iş hayatına atılmış bir çocuktu. Kuyumcu dükkanında çalıştığı bir gün duvarda patronunun üniversite diplomasını gördüğünde “Hayatımı değiştirmem için okumam gerekiyor. Bu böyle sürmez.” diye düşündü. (Bu düşünce ve hareketle beraber hayatında çok şey değiştirdi.)

      “ANNESİNİN DESTEĞİ”

      Bu karardan sonraki gün İl Eğitim Müdürlüğü’ne gitmek için evden çıkarken 5 yıldır görmediği annesiyle kapıda karşılaştı. Annesi, Mustafa ve küçük kardeşlerini yanına alabilmek için 30 yaşında üniversite sınavına girip kazandıktan sonra büyük bir şirkette işe girmiş, maddi gücünü kazandığında da oğlunun karşısına çıkmıştı. 

      Annesinin böylesine bir günde karşısına çıkması Mustafa’yı çok heyecanlandırdı. Annesinin de desteğiyle Mustafa, ilk ve ortaokulu dışarıdan girdiği sınavlarla bitirdi. Ege Üniversitesi Makine Mühendisliğini kazandı. Mustafa, hedefleri arasında Amerika’da eğitim vardı. Ancak hiç İngilizce bilmiyordu. Maddi gücü de yoktu. Bu koşullara rağmen karar vermesi ve Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmesi sadece 3 hafta sürdü. Gittikten sonra İngilizceyi 8 ayda Master yapacak seviyede öğrendi. Lisan eğitimini tamamladıktan sonra ABD’nin en prestijli okullarından Pennsylvania State Üniversitesi’ne kabul edildi.

      Makine, elektronik, yazılım ve kontrol mühendisliğine dayanan, çok kontrollü bir mühendislik dalı olan ‘mekatronik’ üzerine master yaparak elektro mekanik ürün geliştirme üzerine uzman oldu. Princeton’daki bir teknoloji firması onu hemen kaptı. İş kariyerine özel robotik kızak sistemleri ve taşınabilir otomasyon ürünleri geliştirme üzerine çalışarak başladı. Mustafa’nın kafasında tıbbi cihazlar üzerine çalışmak vardı. Ama bu sektöre girmek çok zordu. Hastaneler için MR cihazları geliştiren bir firmada 1 yıl çalıştıktan sonra  ev aletleri firması “Black & Decker”ın araştırma ve geliştirme departmanında önümüzdeki 5-10 yılın ürünlerini tasarlarlayan 6 kişilik ekibe katıldı.

      ‘SÜREKLİ YATIRIM ŞART’

      Karabaş, bir süre sonra ise ABD’nin prestijli okullarından Harvard Üniversitesi bünyesindeki Wyss Enstitüsü’nün 30 bilim insanından oluşan “İleri Teknoloji Ekibi”ne dahil oldu. Ve, serebral palsi hastaları ve yaşlıların hayatını kolaylaştıracak teknolojilere imza atmaya başladı.

      Karabaş, Harvard’ın ekibine katılma hikâyesini ise şöyle anlatıyor: “O yıllarda Harvard bünyesinde yeni kurulan Wyss Enstitü’nün benim gibi elemanlar aradığını öğrendim, başvurdum. Bana felçli çocuklar için robotik bacak üzerine çalışacağım söylendi. Hemen işi kabul ettim. Hedeflerime ulaştım. Şimdi mutlu muyum? Hayır. Mutluluk bir yolculuk. Önemli olan bu yolculuğu sürdürebilmek. Şans diye bir şey yoktur. Şans fırsat geldiğinde ona hazır olmaktır. İşinize, ailenize sürekli yatırım yapmanız gerekiyor.”

      3 DEV PROJEDE BAŞKAN

      Wyss Enstitü’de bilimadamlarının buluşlarını endüstriye tasarlayan İleri Teknoloji Ekibi’nden Mustafa Karabaş, projelerini şöyle anlatıyor: DEV I-PAD “Serebral Palsi demen ve beynin bir bölgesindeki hasar nedeniyle ortaya çıkan kas kontrolü yetersizliği yaşayan çocukların ekstremite rehabilitasyonu için çok kapsamlı dokunmatik bir dev ekran. Sistem sayesinde çocuklar dokunmatik ekrandaki oyun senaryolarıyla interaktif bağlantı kuracak. Yoğun egzersizleri eğlenerek yapacak. Üretime geçildi.”

      TİTREŞİMLİ TABAN

      Dr. Karabaş’ın artık seri üretime geçilmeye başlanan projelerinden biri de ani bebek ölümlerini durdurmak ve yaşlılarda denge hissizliğinden kaynaklanan düşmeleri engellemek için geliştirilen titreşimli ayakkabı tabanı. Mustafa Karabaş, insan vücudunun 3 şekilde denge sağladığını, bunların göz, kulak ve ayak altından gelen dengeler olduğunu belirtiyor. Yaşlandıkça, göz ve kulaktan gelen hisleri giderek kaybettiğimizi söyleyerek, “Bu cihazla tabandan denge oranını yüzde 20 artırdık” diyor. Ürün yakında piyasaya sürülecek.

      WYSS’TEKİ 3 DAHİ TÜRK

      Wyss Enstitü’de Mustafa Karabaş’tan başka iki Türk daha bulunuyor. Hedefe odaklı ilaçlar üzerine çalışan Oktay Uzun’un yanısıra Wyss’in tüm labaratuarlarının direktörlüğünü de Fettah Koşar yürütüyor.

      Hayallerinin peşinden koş. Sen de hayallerini gerçekleştirebilirsin…