KALEMİN UCUNA DÖKÜLENLER

Her şey önce bir hayalle başladı. İlk başta anne babamın hayaliydim. Dünyaya geldim. Sonra kendim hayal kurmayı keşfettim ve kendime hayallerimden bir dünya yarattım...
08/05/2016

Biz Nerede Hata Yapıyoruz?

      Yılın yine o günündeyiz. Tataaammm, bugün Anneler günü! Sevgililer Gününden sonra tantanası en büyük gün. Sevgili annelerimizin üzerinden kazanç sağlanılan, içi boşaltılmış, anlamını çoktan yitirmiş öyle bir gün işte. 

      Fark etmişsinizdir, biraz öfke kokuyor kelimelerim. Öfkemi görüyorum, kabul ediyorum ve bu öfkemden bir süre daha özgürleşmeyi hiiiç düşünmüyorum. Çünkü yaşadığım öfke bana hala vicdan sahibi bir insan olduğumu hatırlatan sağlıklı bir öfke.

      Merak ediyorum yaşadığımız bu topraklarda hangi yüzle bugün gidip annelerimizin elini öpeceğiz ya da mezarlarına çiçek götüreceğiz? Hangi yüzle? 

      Kadın cinayetlerinin, kadına şiddettin her geçen gün arttığı, kadına zerre kadar değer verilmeyen bir ülkede yaşıyoruz. Kadına olan saygısızlığımız sürekli dilimizde. Her birimizi bir kadının doğurduğunu unutuyoruz. Ve utanmazca, mutlaka her gün birimiz birine sinirlenip, ona olan öfkemizi annesi üzerinden kusuyoruz.

      Bu tabii ki yeni olan bir şey değil. Kadına kıymet verilmemesinin kökleri Aristoteles'e kadar gidiyor. Aristo'ya göre erkek doğası tam ve eksiksiz. Kadınsa daha kıskanç, daha mızmız, azarlamaya daha eğilimli, hayâ duygusundan yoksun, daha çok yalan konuşan biri. Kant'a göre de eğitimli kadınlar işe yaramaz, hatta ucubeden beter, sakallı kadınlar. O günlerden bugüne bilim ve teknoloji ilerledi. Bizse insan olarak yerimizde saydık. Kendimizden, özümüzden, Birlik bilincinden gittikte uzaklaştık, hatta kopma noktasına geldik. 

      Tüm bunları görmek ve tepki vermek için feminist olmaya gerek yok -ki merak edenlere, feminist değilim. Hepimizi "insan" olsak yeter.

      Bugün yine birileri çıkacak ve annelerin ne kadar kıymetli olduğunu bize anlatacak. Hatta inandırıcılığını arttırmak için kutsal kitaplardan alıntılar yapılacak. Açıkçası benim artık bu laflara karnım tok. İçi boş, samimiyetsiz lafları bırakıp sahici konuşmalar yapmanın zamanı geldi geçiyor.

      Bence bugün kadınlar olarak ilk önce kendimize soralım:

      Biz nerede hata yapıyoruz?

      Kadına değer veren, kadının bilgeliğinin kıymetini bilen evlatlar yetiştirmek için neler yapmalıyız? Neleri değiştirmeliyiz?

      Değişimin kendisi olmak için hala ne bekliyoruz?

      Ve sevgili babalarımız, kardeşlerimiz, ağabeylerimiz, amcalarımız, dayılarımız, partnerlerimiz bugün siz de kendinize şu soruları sorabilirsiniz:

      Kadınlara karşı neden bu kadar öfkeliyim?

      Neden korkuyorum?

      Kadınlara duyduğum bu öfkenin altında bilinçaltıma yıllardır ekilen tohumlar neler ve ben bu tohumlarla şimdi ne yapmayı seçiyorum? Onları kökünden temizleyip kendimi özgürleştirmeyi mi, yoksa onları beslemeye devam etmeyi mi?

      Unutmayalım bugün fiziksel ya da duygusal şiddet gören,cinayete kurban giden, okula gidemeyen, kariyerinde hak ettiği halde kadın olduğu için ilerleyemeyen her kadının vebali hepimizin boynuna.

      En kısa zamanda hepimizin "bir" olduğunun idrakinde olmamız dileği ile.

      Pınar Kobaş Sıçrar