KALEMİN UCUNA DÖKÜLENLER

Her şey önce bir hayalle başladı. İlk başta anne babamın hayaliydim. Dünyaya geldim. Sonra kendim hayal kurmayı keşfettim ve kendime hayallerimden bir dünya yarattım...
11/03/2016

Pazar Günü Nefes Almayı Unutmayın!

      Bu pazar günü fiili olarak bir senedir, psikolojik olarak yıllardır hazırlandığınız bir sınav var. Öncellikle hepinize başarılar diliyorum.

      Çok emek verdiniz. Yoruldunuz. Yıprandınız. Muhtemelen bu süreçte "iyi niyetle" karşı tarafı da yıprattınız. :)

      Aslında siz de çok iyi biliyorsunuz, bu da geçecek ve bir şekilde su yolunu bulacak. Aynı ilk dişini çıkarttığı, ilk kez yürümeye başladığı ve ilk okula başladığı gibi. İşte bazen birşeyleri bilmek yeterli olamıyor. Hele de söz konusu çocuğunuzsa.

      Onun kılına zarar gelsin istemezsiniz. Akan tek gözyaşına kıyamazsınız (göz yaşını akıtan siz değilseniz tabii. :) Hatırlayın: Ağla, ağla... İleride kafanı duvarlara vurup ağlayacağına, şimdi ağla, daha iyi!). Tek isteğiniz onun mutlu olmasıdır. Ve mutluluğa giden yol da iyi bir üniversiteden, iyi bir işten ve yüklü bir maaştan geçtiği için varınızı yoğunuzu ileride onun mutlu olması için harcarsınız.

      Ben izninizle burada araya girip bir parantez açmak istiyorum. Öncellikle mutluluğun sırrı iyi bir üniversite, iyi bir iş ve yüksek kazanç değildir. Bu sistemin yarattığı bir yanılsamadır. Dışarıdan gelen hiçbir şey bizi gerçek anlamda mutlu ve zengin yapamaz. Mutluluk ve zenginlik (maddi ve manevi) sadece içeriden gelir ve dış dünyamıza yansır. Korkularımız, kaygılarımız, vesveselerimiz içten dışa yansıyacak olan mutluluğun ve zenginliğin önündeki engellerdir. Bununla birlikte, yaşadığınız her kaygı ve korku çocuklarınızın bilinçaltına atılan tohumlardır. Bu yüzden isterseniz gelin kendinize (+ çocuğunuza) bir iyilik yapın ve şimdi bana eşlik ederek korkularınızla, kaygılarınızla savaşmadan yüzleşin.

      Lütfen rahat bir şekilde oturun ve gözlerinizi yavaşça kapatın. Eğer gözlerinizi kapatmaktan rahatsız oluyorsanız gözlerinizi yerde bir noktaya sabitleyin. Dikkatinizi nefes alış verişinize odaklayın. Burnunuzdan doğal nefes alıp verin. Topuklarınızdan başlayarak yavaş yavaş tüm bedeninizi tarayın. Bedeninizde kasılan, gerilen, ağrıyan yerleri hissedin. Şimdi bedeninize sorun pazar gün ki sınavla ilgili kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Cevap olarak hangi duygular geliyorsa, odağınızı o duygulara verin ve onları yargılamadan sadece izleyin. Acele etmeyin. Kendinizi hazır hissettiğinizde duygularınıza şunu söyleyin: "Sizi görüyorum. Kabul ediyorum. Direnç göstermiyorum." İstediğiniz kadar bu cümleleri tekrar edebilirsiniz. Bu cümleleri söyledikten sonra o duygulara yeniden bakın. Yoğunluklarında herhangi bir değişme var mı? Bu sefer bu duygulara size hizmetlerinden ötürü teşekkür edin. Ve sorun: Size ne söylemeye çalışıyorlar? Siz onlar için ne yapabilirsiniz? Cevabı aldıktan sonra kendinizi hazır hissettiğinizde gözlerinizi açabilirsiniz.

      Bu alıştırma bazılarınıza değişik gelmiş olabilir. Buradaki amaç, sizi bir kaç dakikalığına da olsa durdurmak ve kendinizle, duygularınızla bağlantıya geçmenize destek olmaktır. Biz farkında değiliz ama hareketsiz ve kendi içimizde sessiz kaldığımızda hayatımızın kontrolü bizdedir. Zihnimizin yarattığı korku ve kaygıların içinde kaybolduğumuzda ise içimizde ve dışımızda bir kaos yaşarız. Bu da kontrolümüzü kaybetmemize sebep olur. Bu çalışmayı ihtiyacınız doğrultusunda bir kaç kez tekrar edebilirsiniz. Eğer duygularınız baş edemeyeceğiniz yoğunluktaysa bir uzmandan destek almanızı öneririm.

      Son olarak, okuldaki başarının hayattaki başarı olmadığını bir kez daha hatırlamak için kendi hikayeme buradan tekrar göz atmanızı öneririm.

Sevgiyle,
Pınar Kobaş Sıçrar